- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
FARUK KOCA NEDEN MUSTAFA DALCI'YI TERCİH ETTİ?
Ankaragücü, teknik direktör konusunda sonunda kararını verdi.
2021-2022 sezonunda Mustafa Dalcı ile çalışılacağını bugün resmen açıkladılar.
Resmi açıklama bugün yapıldı ama aslına bakarsanız karar çok önceden verilmişti.
Bu sezon da değil, ta geçen sezon.
Faruk Koca, geçen sezon kendisine göre başarılı bulduğu Mustafa Dalcı’nın gönderilmesine o kadar içerlemişti ki.
Sonunda kendisine göre iade-i itibar yaptı Mustafa Hoca’ya.
Fatih Mert döneminde tüm mali, idari sorunları tek başına o çözmesine karşın, takımla ilgili kararlara uzun süre hiç karışmadı.
Göreve geldiklerinde takımın başında Metin Diyadin vardı, sonrasında Mustafa Kaplan, Mustafa Reşit Akçay, İbrahim Üzülmez, Fuat Çapa ile çalışıldı.
Hepsine koşulsuz onay verdi.
Fuat Çapa da olmayınca ilk kez yönetimin işine karışma ihtiyacı hissetti.
Bana aktardığına göre, Faruk Koca aynen şöyle dedi yönetim kurulundaki arkadaşlarına:
“Bugüne kadar hiçbir dediğinize karışmadım, aldığınız her kararı koşulsuz destekledim. Sizden ilk kez bir şey istiyorum, Mustafa Dalcı’yı bir süreliğine takımın başına getirelim, ona şans tanıyalım.”
Yönetim kurulunda kimsenin Faruk Koca’ya itiraz etme şansı yoktu, zorunlu olarak kabul ettiler.
Ama kimse sözünde durmadı, sürekli altı oyulan Mustafa Dalcı hep diken üstünde çalıştı.
Mustafa Hoca, Kasımpaşa maçına kadar dayanabildi, Eryaman’da 1-0 kazanılan maçtan sonra istifasını yönetim kuruluna sundu.
Ama Faruk Koca’ya istifayı kabul ettiremedi.
Ardından Alanya, Erzurum, son olarak da Sivas yenilgileri gelince taraftar baskılarına dayanamadı, istifasını bizzat kendisi medyaya duyurarak ayrıldı, gitti.
Bu dönemde yaşananlar, aslında Ankaragücü için de çöküşün başlangıcı oldu.
Mustafa Dalcı’ya yapılanları unutamadığı için Faruk Koca’nın yıldızı, hiçbir zaman Hikmet Karaman ile barışmadı.
Takımın en iyi zamanlarında dahi açıkça Hikmet Karaman’ı eleştirdi.
Bu eleştiriler zaman zaman kavga boyutuna ulaştı, sonucunda da takım küme düştü.
İçinde bulunduğu yönetim kuruluna tavır koydu, transfer döneminde tamamen ipleri elinde aldı.
Sadece Başkan Fatih Mert’e bilgi verdi, “fitne, fesat” suçlamasıyla yönetim kurulunu dışladı.
Başkan seçilip yetkiyi alınca, geçen sezon yarım kalan planını hayata geçirdi, Mustafa Dalcı’yı teknik direktör olarak göreve getirdi.
Şimdi, sosyal medyada anketler yapılıyor, taraftarın 90-95’i Mustafa Dalcı’ya karşı.
30 yılı aşkındır gazeteciyim, ilk kez böyle bir oran görüyorum.
Fatih Mert’in yönetim anlayışı ile o kadar ters ki yaşananlar.
Kaybedilen bir maç sonra taraftar eleştirdi diye, futbolcunun sözleşmesini fesheden anlayıştan, yüzde 95’i karşısına alabilen yönetim anlayışına.
Mustafa Dalcı’nın backgroundu çok parlak değil.
Bunun iki nedeni olabilir.
Ya gerçekten çok kötü hocadır ya da istediği şansı bir türlü bulamamıştır.
Ankaragücü’nde 6 haftada 4 galibiyet, 1 beraberlik, 1 yenilgi (Eryaman’da Beşiktaş’a poziyon vermeden kaybedilen maç) aldığı dönem de oldu, 7 maçta sadece 3 puan aldığı dönem de.
Ankaragücü’nden sonra İstanbulspor ile anlaştı, 7 maçta 5 galibiyet, 2 beraberlik aldı.
Hem de bir sezonda 2 takım çalıştırma kuralından dolayı, takımını tribünden yönetmesine rağmen.
Sonra ligde normal sezonda 2 maçta da yendiği Altay’a play-off yarı finalinde 2 maçta da yenildi.
Bu birbirine zıt performansla yüzünden ben de dahil kimse yeni sezonda hangi Mustafa Dalcı ile karşılaşılacağı konusunda karar veremiyor.
İster istemez herkes şu soruları soruyor.
Çok iyi hoca olsa İstanbulspor niye gelecek sezon için çalışmaktan vazgeçti.
Kötü hoca olsa, TFF 1. Lig’in şu ana kadar en büyük yatırımını yapan, gelecek sezon için süper kadro kurmakta olan Samsunspor, son 3 hoca adayı arasına niye Mustafa Dalcı’yı da alsın.
Mustafa Hoca, bir soru işareti olarak göreve başlayacak.
En büyük handikabı stresi kaldırmakta zorlanması.
İşler kötüye giderse toparlayamıyor, popüler deyimle kriz yönetiminde başarısız.
Bu yönlerini mutlaka geliştirmesi gerekiyor.
Faruk Koca’nın yeni yönetiminde futbolun içinde olan kişi sayısı yok denecek kadar az.
Tüm kararları artık tek başına alıyor.
Çok riskli bir karar aldı.
Sonucuna da katlanacaktır.
Alınan kararları sorgulamak biz gazetecilerin görevi değildir.
Yapan var mı, tabi ki var ama inanın onların çoğu menajerlerle farklı ilişkiler içinde olduğu için hoca getiriyorlar, hoca gönderiyorlar.
Hoca sahaya çıkar, performansını ortaya koyar gazeteci ondan sonra olumlu ya da olumsuz düşüncesini ortaya koyar.
Mustafa Dalcı ile bugün konuştum, Borven ile ilgili takıntısı olmadığını, onun önderliğinde takımın çok iyi maçlar çıkaracağını söylüyor.
Borven de son gelişmeler üzerine düşüncesini değiştirmiş.
Birkaç kanaldan aldığım bilgilere göre önceden “Mustafa Dalcı gelirse kesinlikle ayrılırım” diyordu, şimdi o da “Mustafa Dalcı’yı sorun etmem, Ankaragücü’nde kalabilirim” diyor.
Sözleşmesiyle ilgili beklentileri karşılanırsa tabi.
Benim üzüldüğüm, sosyal medyada kullanılan dilin ağırlığı.
Bugün Mustafa Hoca ile birbirimizin Babalar Günü’nü kutladık, bana “çocuğumdan sosyal medyadan uzak durmasını istedim” dedi.
Gerçekten çok ağır dil kullanılıyor, hakaretlerin bini bir para.
Ankaragücü’nde bir gelenek vardı, “sevmek tercihe bağlı, saygı zorunlu” derlerdi.
Sosyal medya çıktı çıkalı, gelenekler de yok oldu.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder