- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ÜMRANİYESPOR GALİBİYETİNİN MİMARLARI VE FARUK KOCA'NIN HODRİ MEYDANI
Ankaragücü, Ümreniyespor’u 3-0 yenerek liderlik koltuğuna oturdu.
Bu sezon nokta transferlerle güçlü bir kadro kuran, 10 maçta kalesinde sadece 4 gol gören, Eryaman’a namağlup unvanıyla çıkan Ümraniyespor’a, 3 gol atmak her babayiğidin harcı değildi.
Ankaragücü, adına, formasına yakışır bir oyunla bunu başardı.
Viralspor’un maç yazısındaki başlığı gibi, “Ankaragücü, Ümraniyespor’un yenilmezlik unvanını söktü aldı.”
Bu galibiyetin öncelikli mimarı son haftaların en çok eleştirilen ismi Mustafa Dalcı’ydı.
Eleştirilerin ana kaynağı da haftalardır kötü oyuna rağmen hem ilk 11’de hem de değişikliklerde aynı oyuncularda ısrar etmesiydi.
Ümraniyespor maçında bu ısrarından vazgeçtiğini gördük.
Kwabena Owusu bu takımın en kariyerli, en yetenekli oyuncularından biri.
Sezona müthiş golüyle Tuzlaspor maçını döndüren adam olarak başladı.
Sonrasında uzun bir sakatlık ve hastalık dönemi geçirdi, bu dönemde biraz disiplinsizlikleri oldu, dönüşünde Erzurumspor’a hafızalardan silinmeyecek bir gol attı.
İlk 11’i hak etmesine rağmen sonraki maçlarda sadece 20-25 dakika süre verilince biraz küskün bir görüntüsü vardı.
Mustafa Dalcı, bunu anlamış olacak ki Owusu’yu yeniden 11’e aldı, o da jeneriklik golü ve mükemmel oyunuyla hocasını utandırmadı.
7’den 70’e tüm Ankaragücü taraftarının isteği, takımın parlayan yıldızı Ali Kaan Güneren’in Abdullah Durak’ın yerine 11’de olmasıydı.
Abdullah Durak, kötü oyuncu değil ama 4-1-4-1 dizilişinde çok kritik noktada oynuyor, yaşından dolayı ağırlaştığı için hata yapabiliyor.
Ali Kaan Güneren ise takımın tek milli Türk oyuncusu, adeta Ankaragücü’nün geleceği.
Abdullah Durak’ı kazanmak için Ali Kaan Güneren’i kesmek doğru değildi, Mustafa Dalcı Hoca da bunu gördü.
Ali Kaan Güneren’i boş kaleye golü atamadı diye eleştirmek doğru olmaz, çünkü Abdullah Durak ile zaten böyle pozisyon yakalamak imkânsız ötesi bir şey.
Gelelim değişikliklere…
Mustafa Dalcı hoca, aynı değişiklikleri yaptı, önceden eleştirirken, şimdi niye övüyorsunuz diyebilirsiniz.
Önceden kritik değişiklikleri gereksiz yere 60’lı dakikalarda yapıyordu.
Bu hafta da değişiklikler bire bir aynıydı ama herkese hakkı olan süreler verildi.
Nadir Çiftçi, Geraldo ve Aatıf Chahechouhe, bugüne kadarki performanslarıyla ancak 10 dakikalık oyunu hak ediyorlardı, Hoa da bu kadar süre verdi.
Önceden olduğu gibi 60’larda Eren Derdiyok’u çıkarıp, Nadir Çiftçi’yi oyuna alsaydı, ikinci gol gelir miydi sizce?
Aatıf Chahechouhe mükemmel gol attı ama sonrasında kulaklarını tıkayarak gol sevinci yapması hoş değildi.
Senden beklenen gereksiz çalım atman değil, aldığın topla direkt rakip kaleye yönelmen.
Bak işte bekleneni yapınca sonucunu da alıyorsun.
Sevince olduğu gibi eleştiriye de kulak tıkarsan, 10-15 dakikalık oyuncu olursun, bilmiş ol.
Dünkü kadroda eleştirilecek tek nokta Murat Uçar’ın yedekte bekletilmesiydi.
Murat Uçar da uzatmalar dahil 27 dakikada gösterdiği performansla, ben bu takımın ilk 11’inde mutlak olmalıyım mesajı verdi.
27 dakikada takım arkadaşlarının 90 dakikada gösterdiği performansın üstünde katkı yaptı takıma.
Hele Eren Derdiyok’a yaptığı asist, tam anlamıyla 10 numara 5 yıldızlıktı.
Üçüncü golden önce de topu kazanıp Aatıf Chahechouhe’ya aktaran isim yine Murat Uçar’dı.
Kadro elime geçtiğinde tek endişem kanatlardaki Gboly Ariyibi ile Kwabena Owusu’nun defansa destek vermemesi halinde neler olacağıydı.
Ancak maç başlar başlamaz, bu endişemin yersiz olduğunu gördüm.
Kwabena Owusu 9 ikili mücadelenin 6’sını, 2 hava topunun birini kazanarak, 2 de top çalarak, ofansif katkısının yanında üst düzeyde defansif katkı da yaptı.
Gbolyy Ariyibi de ikili mücadelelerde 7’de 4 başarılı oldu, bir top çaldı; Kwabena Owusu kadar olmasa da defansif aksiyonlara katıldı.
Mustafa Dalcı hocaya naçizane önerim, Ümraniyespor 11’inde Gboly Ariyibi /Murat Uçar değişikliği yaparsa hem ofansif hem de defansif anlamda daha fazla katkı alır düşüncesindeyim.
Özellikle deplasman maçlarında Eren Derdiyok’un yerine santraforda Kwabena Owusu da değerlendirilebilir.
Ankaragücü, Ümraniyespor maçını sadece kazanmadı, aynı zamanda mükemmel de oynadı.
Bunda teknik direktör Mustafa Dalcı’nın ve futbolcuların performansı kadar taraftarın da rolü büyüktü.
Statta 8000, 8500 civarı seyirci vardı ama yarattıkları atmosfer İstanbul takımlarının 40-50 bin kişiyle yaptıklarına eş değerdi.
Tribünler uzun aradan sonra ilk kez tek yumruktu.
Gruplar kendi aralarındaki rekabeti bir kenara bırakıp, Ümraniye maçındaki gibi takım için el ele verirlerse bu stattan kimse çıkamaz.
Yoksa her kafadan bir ses çıkıyor, tezahürat bir anda kakafoniye dönüyor.
Maç sonu teknik direktörlerin basın toplantısını beklerken, stat dışında bir kamera dikkatimi çekti.
Süper Lig’de olmadığımızdan kimse gelip canlı yayın yapmıyor artık.
Baktım Ankaragücü’nün kamerası, Başkan Faruk Koca’nın maç sonu düşüncelerini alıp, Youtube’dan yayınlayacaklarmış.
Başkan demecini verip ayrılacakken, kendisinden Mustafa Dalcı hocayı medya ile buluşturmasını istedim.
Meğer Başkanımız çok doluymuş, geçen hafta yazdıklarımızdan dolayı.
Hodri meydan çıkalım canlı yayına iddialarınızı tartışalım dedi, cevabım “tabi ki istediğiniz mecrada” oldu.
Ben Eyüpspor maçından sonra bekliyordum, kazanıp lider olduğu maçtan sonra bu çağrıyı yapması anlamlı.
Kendisi aynı zamanda siyasetçi, şu an psikolojik üstünlüğe sahip olduğunu biliyor.
Bu dönemde böyle bir tartışmada taraftarca linç edileceğim çok açık.
Sorun değil, ben linç edilsem de taraftarın gerçekleri ilk ağızdan öğrenmesi çok daha önemli.
Çağrınızı bekliyorum sevgili başkanım.
Geçen hafta sağlık sorunlarım yüzünden Başkan faruk Koca ve yönetim kurulu üyelerinin Özdemir Gürocak İlkokulu’ndaki programına katılamamıştım.
Maç öncesi kulübün hazırladığı “Minik Güçlüler Tarihimizi Renklendiriyor” boyama kitabını basın mensuplarına hediye ettiler.
Müthiş keyif aldım, bu çalışmadan.
Katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürler.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder